Kod adı Bayrak Harekatı olan 12 Eylül 1980’de
gerçekleştirilen Askeri Darbe harekatının başını Kenan Evren(Genelkurmay
başkanı) çekiyordu onun yanında ise Nurettin Ersin (Kara K. Komutanı), Tahsin
Şahinkaya (Hava K. Komutanı), Nejat Tümer (Deniz K. Komutanı), Sedat Celasun
(Jandarma G. Komutanı) yer alıyordu. TSK o yıllarda yaşanan siyasi iktidarsızlık,
ekonomik sebepler ve yaşanan sağ-sol çatışmalarını neden göstererek yönetime gece
03.00 da çıkardığı tankları ile el koydu.
12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59'da Türkiye
radyoları (TRT) İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha
sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve
Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli
Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 4
bildiri daha izledi.
*Bütün yurtta sıkı yönetim ilan edildi.
*Hükümet ve parlamento feshedildi.
*Siyasal partilerin faaliyetleri durduruldu.
*Parlamenterlerin dokunulmazlıkları kaldırıldı.
*Saat 05.00 dan itibaren sokağa çıkma yasağı
getirildi.
80 Darbesi ağır sonuçları da beraberinde
getirdi
*Gözaltına alınanlar:
650.000
*Fişlenenler:
1.683.000
*Açlık grevinde
ölenler: 14
*İşkence sonucu
öldürülenler: 171
*İnfaz edilen idam cezası: 49
*937 kişiye ölüm cezası verildi.
Bu ağır sonuçların içinde en ağırı da kendini
vatanına, bayrağına, dinine, diline, milletine adayan yiğit Ülkücüleri öldü
diye yazmalarıdır.
1’e 1 denge olsun diye idam edilen Mustafa
Pehlivanoğlu ağabeyim ölmedi, şehit oldu!
İdam zamanı son bir isteğin var mı diye
sorduklarında Kur’an ve Bayrak diyerek Kur’an-ı 3 kez öpüp bayrağa “Ey benim şerefli bayrağım, Ben
seni dalgalandırmak için çok mücadele ettim. ama gücüm yetmedi diyerek öpen Cengiz
Baktemur ağabeyim mi öldü? Şehit oldu!
‘’İlay-ı kelimetullah diyen diller lal olmaz.
Allah diye inleyen güller solmaz.
tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.
susmayacak Hakk’ın dili!" diye mektubunda gönüllerimize dokunan Ahmet
Kerse ağabeyim mi öldü?
İdam cezası bir hafta ertelenince hatme başladığı
Kur’an-ı Kerimi bitireceği için sevinen Ali Bülent Orkan ağabeyim mi öldü?
Davasını hiçbir avukatın almaması için Barodan emir
gelen, mahkemelerde kendini, kendisinin savunduğu. Sürekli dilinden "Ya
Rabbi gayem senin rızanı kazanmaktır. Dünyalık hırs ve mevki benden uzaktır.
Ben insanlara dayanmadım. Ben insanlardan yardım dilenmedim. Ben beni iyi
görsünler, iyi desinler, övgüye tabi tutsunlar diye bu davanın içine girmedim.
Bana uygun gördüğün yükten hoşnutum. Günahlarımı affeyle, iki dünyamı da mamur
ve müreffeh eyle!" Diyen Cevdet Karakuş ağabeyim mi öldü?
İdam edileceğini anlayınca arkadaşlarıyla
helalleşmek için izin alan. Askerlerin idam anında bir isteğin var mı sorusuna
VATAN SAĞOLSUN! Diyen Fikri Arıkan ağabeyim mi öldü benim!
İftira atarak, bir Asker öldürdüğü iftirası atarak “Ya
Rab, sen de bilirsin ki ben bu hadisenin içinde değilim. Ben Türk Askerini
vuramam. Hem ne diye vurayım? O benim kardeşimdir, o benim insanımdır. Nasıl
oldu da ben böylesi bir vakanın içine düştüm? “ diye üzülmesine neden olunan.
Üzerine atılan ikinci sözde suçuna “Asılacaksam diğer hadiseden dolayı
asılayım. Yoksa alakam olmayan bir Türk Askerini vurmaktan ötürü idam olunmak
istemem” diyen İsmet Şahin ağabeyim mi öldü?
İdam edildikten sonra yönleri kıbleye çevrilen, “Bana
hiç evliya gördün mü diyenlere; evet... Halil ile Selçuk'u gördüm
diyeceğim..." diyen idam sehpasında
ki İmamın şahit olduğu Halil Esendağ ile Selçuk Duracık ağabeylerim mi öldü
benim!
Onlar Şehit
oldu. Şahadetlerini kana kana içtiler hem de.
Kanlı 12 Eylül bu ay yüzlü, yüce gönüllü, kalbi
vatana, millete, bayrağa, dinine çarpan insanları aldı bizden , geriye hüzün
bıraktı, ağlayan göz bıraktı, içimize keder bıraktı ama çok büyükte bir gurur
çok büyükte bir inanç bıraktı, bize yol bıraktı, örnek bıraktı, örnek alınası
insanlar bıraktı. Siz hiç neden o şehitlerin içinde benim ailemde yok dediniz
mi? Ben dedim. Bu onur, gurur bambaşka bu dava bambaşka, bizim davamız hak olan
dava!
Arkalarından koşuyoruz Bismillah!
Rabbim sen kabul et!