14 Haziran 2017 Çarşamba

-12 Eylül 1980- Nesrin DURAK

Kod adı Bayrak Harekatı olan 12 Eylül 1980’de gerçekleştirilen Askeri Darbe harekatının başını Kenan Evren(Genelkurmay başkanı) çekiyordu onun yanında ise Nurettin Ersin (Kara K. Komutanı), Tahsin Şahinkaya (Hava K. Komutanı), Nejat Tümer (Deniz K. Komutanı), Sedat Celasun (Jandarma G. Komutanı) yer alıyordu. TSK o yıllarda yaşanan siyasi iktidarsızlık, ekonomik sebepler ve yaşanan sağ-sol çatışmalarını neden göstererek yönetime gece 03.00 da çıkardığı tankları ile el koydu.

12 Eylül 1980 Cuma günü saat 03.59'da Türkiye radyoları (TRT) İstiklal Marşı'nın çalınmasıyla birlikte yayına geçti. Daha sonra anons yapılmadan Harbiye Marşı çalındı. Marşın bitiminde Genelkurmay ve Milli Güvenlik Konseyi Başkanı Orgeneral Kenan Evren imzasıyla yayınlanan Milli Güvenlik Konseyi'nin bir numaralı bildirisi okunmaya başlandı. Bu bildiriyi 4 bildiri daha izledi.

*Bütün yurtta sıkı yönetim ilan edildi.
*Hükümet ve parlamento feshedildi.
*Siyasal partilerin faaliyetleri durduruldu.
*Parlamenterlerin dokunulmazlıkları kaldırıldı.
*Saat 05.00 dan itibaren sokağa çıkma yasağı getirildi.

 80 Darbesi ağır sonuçları da beraberinde getirdi

*Gözaltına alınanlar: 650.000   
*Fişlenenler: 1.683.000    
*Açlık grevinde ölenler: 14
*İşkence sonucu öldürülenler: 171
*İnfaz edilen idam cezası: 49
*937 kişiye ölüm cezası verildi.

  Bu ağır sonuçların içinde en ağırı da kendini vatanına, bayrağına, dinine, diline, milletine adayan yiğit Ülkücüleri öldü diye yazmalarıdır.
1’e 1 denge olsun diye idam edilen Mustafa Pehlivanoğlu ağabeyim ölmedi, şehit oldu!
İdam zamanı son bir isteğin var mı diye sorduklarında Kur’an ve Bayrak diyerek Kur’an-ı 3 kez öpüp bayrağa “Ey benim şerefli bayrağım, Ben seni dalgalandırmak için çok mücadele ettim. ama gücüm yetmedi diyerek öpen Cengiz Baktemur ağabeyim mi öldü? Şehit oldu!

‘’İlay-ı kelimetullah diyen diller lal olmaz.
Allah diye inleyen güller solmaz.
tekbir getiren, teşbih eden güller solmaz.
susmayacak Hakk’ın dili!" diye mektubunda gönüllerimize dokunan Ahmet Kerse ağabeyim mi öldü?

İdam cezası bir hafta ertelenince hatme başladığı Kur’an-ı Kerimi bitireceği için sevinen Ali Bülent Orkan ağabeyim mi öldü?

Davasını hiçbir avukatın almaması için Barodan emir gelen, mahkemelerde kendini, kendisinin savunduğu. Sürekli dilinden "Ya Rabbi gayem senin rızanı kazanmaktır. Dünyalık hırs ve mevki benden uzaktır. Ben insanlara dayanmadım. Ben insanlardan yardım dilenmedim. Ben beni iyi görsünler, iyi desinler, övgüye tabi tutsunlar diye bu davanın içine girmedim. Bana uygun gördüğün yükten hoşnutum. Günahlarımı affeyle, iki dünyamı da mamur ve müreffeh eyle!" Diyen Cevdet Karakuş ağabeyim mi öldü?

İdam edileceğini anlayınca arkadaşlarıyla helalleşmek için izin alan. Askerlerin idam anında bir isteğin var mı sorusuna VATAN SAĞOLSUN! Diyen Fikri Arıkan ağabeyim mi öldü benim!
İftira atarak, bir Asker öldürdüğü iftirası atarak “Ya Rab, sen de bilirsin ki ben bu hadisenin içinde değilim. Ben Türk Askerini  vuramam. Hem ne diye vurayım? O benim kardeşimdir, o benim insanımdır. Nasıl oldu da ben böylesi bir vakanın içine düştüm? “ diye üzülmesine neden olunan. Üzerine atılan ikinci sözde suçuna “Asılacaksam diğer hadiseden dolayı asılayım. Yoksa alakam olmayan bir Türk Askerini vurmaktan ötürü idam olunmak istemem” diyen İsmet Şahin ağabeyim mi öldü?

İdam edildikten sonra yönleri kıbleye çevrilen, “Bana hiç evliya gördün mü diyenlere; evet... Halil ile Selçuk'u gördüm diyeceğim..."  diyen idam sehpasında ki İmamın şahit olduğu Halil Esendağ ile Selçuk Duracık ağabeylerim mi öldü benim!

 Onlar Şehit oldu. Şahadetlerini kana kana içtiler hem de. 
Kanlı 12 Eylül bu ay yüzlü, yüce gönüllü, kalbi vatana, millete, bayrağa, dinine çarpan insanları aldı bizden , geriye hüzün bıraktı, ağlayan göz bıraktı, içimize keder bıraktı ama çok büyükte bir gurur çok büyükte bir inanç bıraktı, bize yol bıraktı, örnek bıraktı, örnek alınası insanlar bıraktı. Siz hiç neden o şehitlerin içinde benim ailemde yok dediniz mi? Ben dedim. Bu onur, gurur bambaşka bu dava bambaşka, bizim davamız hak olan dava!

Arkalarından koşuyoruz Bismillah!

Rabbim sen kabul et!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İSTİSMARI VE PEDOFİLİ-Aykız Gülşen SAKA

           Çocuk istismarı, çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan sosyal ve medikal bir problemdir. Tanım olarak; çocu...