Ülkü
Ocakları, kurulduğu günden bu güne kadar Türk gençliğine her zaman ahlak ve
adabı öğretmiştir. Ülkü Ocakları, bünyesinde bulundurduğu disiplin, terbiye ve
adabı İslamiyet’ten almıştır. İslam ahlak ve faziletine, Türklük onur ve
şuuruna varmış olan her Türk genci gerek Ocak içinde gerek Ocak dışında
her zaman örnek teşkil eder.
Her şey Başbuğumuzu anlamakla, hissetmekle başladığı için Ocağa
gelen her bir fert Alparslan Türkeş'in hayatını, fikirlerini, gayelerini, Türk-İslam
davasını en iyi şekilde yaşatmak için çektiği ve katlandığı cefaları bilmesi
şarttır.
Ülkücü terbiyesi almış olan her bir ülküdaşımız Ocak içinde ve
dışında ne şekilde davranacağını bilir. Türk töresinin gereği büyüklerine
saygı, küçüklerine sevgi göstermektir. Her ne kadar birbirimize kalbimizin en
derinlerinden çok büyük bir sevgi besleyip, gönül bağıyla bağlı olsak dahi bu
samimiyet suiistimal edilecek bir şey değildir. Aradaki saygı çizgisi hiçbir
zaman aşılmamalıdır. Ocak içerisinde başkan veya reis geldiği zaman ayağa
kalkılmalıdır. Bu onlara karşı gösterilen sevgi ve saygının bir ifadesidir. Ocak
içerisinde ayak ayaküstüne atmak, laubali hareketlerde bulunmak, yüksek sesle
konuşmak ve kahkaha atmak hal ve hareketlerden kaçınmalıdır.
Bir yerde başarıdan söz etmek istiyorsak orada disiplin olması
gerekir. Hayatın herhangi bir alanında kendini disiplinize edememiş olan insan
başarılı olamaz. Ocak adabının süre gelirliği teşkilatın
gelişmesi için de bir zorunluluktur. Çünkü disiplinin olmadığı yerde
teşkilatlanmadan bahsedilemez.
Ülkü yolundaki dava erine başkanı bir şey emrettiği zaman verilen emrin
anında yerine getirilmesi gerekir. Ocak içerisinde bu hiyerarşik yapının
korunması teşkilat ve Türk gençliğinin geleceği açısından yerine getirilmesi
gereken bir zorunluluktur. Ülkü Ocakları’nda başkan konumunda bulunan kişinin
yaşı ve diğer özellikleri verilen emrin yerine getirilmesinde bir önem teşkil
etmez. Önemli olan bulunduğu makamdır. O makamdan gelen emrin harfi harfine
yerine getirilmesi gerekir. Başkanlarımıza ve reislerimize hiçbir şekilde
saygıda kusur etmemeliyiz. Her yanlışın bir cezası bir karşılığı olduğu
unutulmamalıdır.
Bir ülkücü başıboş bilgisiz bir insan değildir. Amaçları olan, onları
gerçekleştirmek için çaba sarf eden, her zaman yeni bir bilgi öğrenip kendini
geliştirmek için canını dişine takan birisidir. Bunun için Ülkü Ocakları Türk
gençlerine yeni bir bilgi kazandırmak, yeni bir ders vermek için seminerler
vermektedir. Aslında her bir seminer kendi gelişimimiz için bir fırsattır. Seminer
veren başkanımız veyahut reisimiz olsun onları can kulağıyla dinlemeliyiz. Seminerlere
katılmaya özen göstermeliyiz.
Sırtlamakta olduğumuz 'Türk-İslam' davasında Allah hepimizin yar ve
yardımcısı olsun...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder