9 Temmuz 2017 Pazar

-GEZİ PARKI OLAYLARINA BİR BAKIŞ- Hilal YAKŞİ


Can parçamız, canfeda vatanımızda belli aralıklarla büyük olaylar cereyan ediyor. Şüphesiz ki Türk milletinin inancı ve büyük iradesi ile de bunlar püskürtülüyor. Meydana gelen bu olaylardaki “gerçek amaç nedir, kimlerden kaynaklanmaktadır ve kimler bunlara maşa olmaktadır” soruları ise cevabını aradığımız sorulardan. Elbette ki bunların perde arkasını vatandaşlar kolaylıkla göremez veyahut görülmesi istenmez… Ancak gözümüzün önünde yaşananları da mı yorumlayamayıp akıl erdiremeyeceğiz?

Şu günlerde yıldönümünü yaşadığımız Gezi Parkı Olaylarına değinmek gerekirse; çevreci bir eylemle başladığını biliyoruz. Yayalaştırma projesi kapsamında bölgenin yeniden şekillendirilmesine ağaçların zarar göreceği endişesiyle karşı çıkan çevreci bir eylem. Zamanla bu amacından sapıp çok daha farklı boyutlara ulaşıyor Gezi Parkı’nda yaşananlar. Bu ülkede herkesin düşüncesini ifade özgürlüğü vardır fakat etrafına, esnaflara, fiziki ve sosyal çevreye hele ki milli-manevi değerlere zarar vermeye katiyen hakkı ve cüreti yoktur. Kendi fikrini bu şekilde savunmak ve böyle direndiğini sanmak da ayrı bir ironidir. Her şeyden önce Türk bayrağını yakmak nedir? Aklı başında bir Türk vatandaşının sergileyebileceği bir hareket midir? Binalara, panolara ideolojik düşüncelere ait poster, fotoğraf asılması, buna yönelik yazılar yazılmasının sebebi nedir? Tabi bunların ağırlıklı olarak sol zihniyet ve yandaşlarına ait olmasına ne demeli? Devlet büyüklerine, bakanına, güvenlik güçlerine, memuruna ayarsızca hakaret etmenin, küfretmenin de bir mantığı yoktur. Her yere zarar verip yakıp yıkmak da bir sonuç getiremez. Bunları eylem yapanların sorgulamaması, sabahtan akşama kadar işleri yokmuşçasına meydanlarda, sokaklarda bulunmaları, ülkemizi verdikleri tahribatlardan dolayı 140 milyon liradan fazla zarara uğratıp karşılığında sonsuz hizmet ve hoşgörü beklemeleri oldukça düşündürücüdür.

Olayların yaşandığı dönemin hükümetini savunmak gibi bir amacım yok ancak taraflı veya tarafsız yönden bakıyorum ve bir Türk genci olarak sahip olduğumuz en büyük servetimiz eşsiz yurdumuzun her geçen gün türlü türlü oyunlara istemsizce kucak açabildiğini görebiliyorum. Bunun en önemli nedenlerinin; vatandaşlarımızın milli değerlerden yoksun olmaları, bilgisi olmadığı halde içinde bulunduğu gruba veya sempati duyduğu topluluğa akıl çerçevesiyle yaklaşmayıp o akıntıya kapılıp gitmeleri olarak kabul ediyorum. Ne yazık ki bazen bu insanların ülkenin refahını, huzurunu istemediğini düşünüyorum. Umarım bu kötümser fikrimde yanılıyorumdur ve her vatandaşımızın ülkemiz için emek harcadığını kabul etmek zorunda kalırım.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İSTİSMARI VE PEDOFİLİ-Aykız Gülşen SAKA

           Çocuk istismarı, çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan sosyal ve medikal bir problemdir. Tanım olarak; çocu...