Can parçamız, canfeda vatanımızda belli
aralıklarla büyük olaylar cereyan ediyor. Şüphesiz ki Türk milletinin inancı ve
büyük iradesi ile de bunlar püskürtülüyor. Meydana gelen bu olaylardaki “gerçek
amaç nedir, kimlerden kaynaklanmaktadır ve kimler bunlara maşa olmaktadır”
soruları ise cevabını aradığımız sorulardan. Elbette ki bunların perde arkasını
vatandaşlar kolaylıkla göremez veyahut görülmesi istenmez… Ancak gözümüzün önünde
yaşananları da mı yorumlayamayıp akıl erdiremeyeceğiz?
Şu günlerde yıldönümünü yaşadığımız Gezi Parkı
Olaylarına değinmek gerekirse; çevreci bir eylemle başladığını biliyoruz.
Yayalaştırma projesi kapsamında bölgenin yeniden şekillendirilmesine ağaçların
zarar göreceği endişesiyle karşı çıkan çevreci bir eylem. Zamanla bu amacından
sapıp çok daha farklı boyutlara ulaşıyor Gezi Parkı’nda yaşananlar. Bu ülkede
herkesin düşüncesini ifade özgürlüğü vardır fakat etrafına, esnaflara, fiziki
ve sosyal çevreye hele ki milli-manevi değerlere zarar vermeye katiyen hakkı ve
cüreti yoktur. Kendi fikrini bu şekilde savunmak ve böyle direndiğini sanmak da
ayrı bir ironidir. Her şeyden önce Türk bayrağını yakmak nedir? Aklı başında
bir Türk vatandaşının sergileyebileceği bir hareket midir? Binalara, panolara
ideolojik düşüncelere ait poster, fotoğraf asılması, buna yönelik yazılar
yazılmasının sebebi nedir? Tabi bunların ağırlıklı olarak sol zihniyet ve
yandaşlarına ait olmasına ne demeli? Devlet büyüklerine, bakanına, güvenlik
güçlerine, memuruna ayarsızca hakaret etmenin, küfretmenin de bir mantığı
yoktur. Her yere zarar verip yakıp yıkmak da bir sonuç getiremez. Bunları eylem
yapanların sorgulamaması, sabahtan akşama kadar işleri yokmuşçasına
meydanlarda, sokaklarda bulunmaları, ülkemizi verdikleri tahribatlardan dolayı
140 milyon liradan fazla zarara uğratıp karşılığında sonsuz hizmet ve hoşgörü
beklemeleri oldukça düşündürücüdür.
Olayların yaşandığı dönemin hükümetini savunmak
gibi bir amacım yok ancak taraflı veya tarafsız yönden bakıyorum ve bir Türk
genci olarak sahip olduğumuz en büyük servetimiz eşsiz yurdumuzun her geçen gün
türlü türlü oyunlara istemsizce kucak açabildiğini görebiliyorum. Bunun en
önemli nedenlerinin; vatandaşlarımızın milli değerlerden yoksun olmaları,
bilgisi olmadığı halde içinde bulunduğu gruba veya sempati duyduğu topluluğa
akıl çerçevesiyle yaklaşmayıp o akıntıya kapılıp gitmeleri olarak kabul
ediyorum. Ne yazık ki bazen bu insanların ülkenin refahını, huzurunu
istemediğini düşünüyorum. Umarım bu kötümser fikrimde yanılıyorumdur ve her
vatandaşımızın ülkemiz için emek harcadığını kabul etmek zorunda kalırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder