7 Temmuz 2017 Cuma

-KIRIM-TATAR SOYKIRIMI - Fatma Betül YÜKSEL

Kırım-Tatar Türkleri uzun yıllar dönemin komünist Sovyetler Birliği rejim lideri Stalin ile Nazi Almanyası arasında kalmış bir millettir. Almanlar, 2.Dünya Savaşı sonuna kadar Kırım'da hakimiyet kurmuşlar ; ancak savaş sonunda Sovyetlerin bölgeyi tekrar ele geçirmesi Kırım-Tatar sürgününün de habercisi olmuştur.
1944 yılında 17 Mayıs gecesi Kırım'da yaşayan Kırım Tatarları'nın kapıları çalınmaya başladı. Stalin Rusyasının askerleri , onlara 15 dakika içinde hazırlanarak meydanlara toplanmalarını emrediyorlardı.
Kadınlar, çocuklar, bebekler, yaşlılar, savaşamayacak durumda olan erkeklerden  oluşan 423 bin Kırım Tatarı gecenin bir yarısı, hayvan vagonlarına istif edilerek ‘Sovyetler Birliğine ihanet’ suçlaması ile vatanlarından Sibirya'ya sürüldü. Oysaki aynı gece 50 bin Kırım Tatar erkeği Hitler Almanyası'na karşı cephede savaşıyorlardı. Bu yolculukta Kırım Tatar Türkü açlıktan hayatını kaybetti. Ölüleri ise yol kenarlarına bırakıldı. Bir çoğunluğu ise kan zehirlenmesinden hayata gözlerini yumdu.

Yolculuk bittiğinde ise o hayvan vagonlarının neredeyse yarısı boşalmıştı. Kırım Tatarları sürgünde 195 bin insan kaybetti. Sürgün yerine ulaşan çoğu Kırım Tatarı ise pamuk tarlalarında köle gibi çalışmak zorunda bırakıldı. Bu süre içinde de bir sürü insan bulaşıcı hastalık ve yetersiz beslenme gibi sebeplerden hayatını kaybetti. Bu sırada bu sürgün operasyonunu çok kısa sürede tamamlamayı büyük bir başarı olarak gören Sovyet ordusu, Arabak isimli Kırım Tatar köyünü gözden kaçırdığını fark edince hemen harekete geçtiler. Köy halkı bir gemiye dolduruldu ve bu gemi bilinçli bir şekilde Karadeniz ortalarında batırılarak, Arabak köyü Tatar Türkleri acımasızca katledildi. Kırım Tatar Türklerinden sonra boşa kalan Kırım Yarımadası'na ise Ukrayna, Polonya ve Moskova'dan getirilen yüz binlerce Slav kökenli aile yerleştirilmiştir. Dolayısıyla Kırım Türklerinden kalan mallar bölgeye yeni yerleştirilen Slavlar tarafından yağmalanmıştır. Geçen zaman içerisinde çok gez Kırım'a dönme umudu ve çabası hiç bitmemiş. Kırım Tatar sürgünü mağdurlarının sesleri Sovyetler Birliği yönetimi tarafından bastırılmış olsa da halk her zaman geri dönüş yollarını aramıştır. 1980’li yıllara yaklaşıldığında ise Gorbaçov'un yönetime geçmesiyle sürgüne ve çeşitli baskılara maruz kalan bütün toplulukların haklarını kısıtlayan hükümleri ardarda kaldırarak bu halklara haklarının ve itibarlarının iade edildiğini, bütün bunların devlet garantisi altına alındığını açıklayan dekorasyonu yayınladı.
1987 yılında Kırım Tatarları, vatana dönüşlerinin engellenmesine karşı Kızılmeydan'da yaptıkları gösterilerle dünya gündemine oturdu. 1989’da ise bütün engellere rağmen sürgün yerlerinden Kırım'a topluca dönüşler başlattılar. Bu süreç sonunda 250 binin üzerinde Kırım Tatarı vatanına dönebildi.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İSTİSMARI VE PEDOFİLİ-Aykız Gülşen SAKA

           Çocuk istismarı, çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan sosyal ve medikal bir problemdir. Tanım olarak; çocu...