7 Temmuz 2017 Cuma

-YUNANLILARIN TÜRK SOYKIRIMI VE UYGULADIĞI MEZALİM- Dilay KURT


Türk'ü adını, Türk’e ait her şeyi  Avrupa'dan silmek için Haçlı zihniyeti toplu katliamlara, Türklere reva görülen işkencelere, Yunan ordusu ile yerli Rumların Ege Bölgesi'nde, Marmara Bölgesi'nde, Trakya'da, Karadeniz Bölgesi'nde büyük can ve mal kaybına neden olan soykırımlara başladılar.

Yunan askerleri Bergama'ya gelir gelmez, kumandaları kasabanın ileri gelenlerini toplayarak "Kimsenin mal, can ve ırzına dokunulmayacak." denmiş ancak ertesi gün cinayetlere başlamışlardır. Tekeli köyü muhtarı Mehmet Ali Ağa hiçbir sebebi yokken birden şehit edildi ve bütün malları yağmalandı. Yağma ve işkencelerden usanmış olan halk, işgalin 5.günü  1000 kişiden fazla olan Yunan kuvvetine hücum ettiler.8 saat süren kanlı bir çarpışma neticesinde Yunanlar ağır kayıplar vererek gece şehri terk edip, Menemen istikametinde çekilmeye mecbur oldular.

Menemen'e kadar yolda denk geldikleri  köyleri yakıp yıkarak ahalisine ellerinden geldiği kadar zulüm ve işkence ettiler. Yunanlar ertesi gün 4.000 kişilik yeni bir kuvvet çıkararak,3 koldan şehre hücuma geçtiler. Tüccar Faik, Telgraf Müdürü Mehmet Asım, Düyun-u Umumiye memuru Ali ve oğulları daha birçok kimseyi feci şekilde öldürdüler. Bergama'ya uzanan yol boyunca köylerdeki çiftliklerin hepsini yaktılar ve ahalisini 70'lik ihtiyardan kundaktaki bebeğe kadar kılıçtan geçirdiler!

Bergama'da  vazifeli bulunan İngiliz Yüzbaşı Baxter William'ın anlattıkları:
"Bababekir Mahallesinde bir eve afyoncu 2 Yunan askerinin daldığını gördüm... Hemen arkasından içeriden gürültü ve bağrışmalar gelmeye başladı. Evin erkeğini sürükleyerek merdivenlerden aşağı indirdiler. Osman'ın kızı Fatma'yı 2 Yunan askeri, elbiselerini yırtarak soymaya ve bağlamaya çalışıyorlardı! O sırada duyduğum sesin nasıl vicdanları parçalayıcı olduğunu anlatamam. 'Alçaklar!' diye bağırdım. Beni zorla merdivenlerden indirip sokağa attılar! Kan tutmuş gibi, tekrar Osman'ın evine döndüm. Çıt çıkmıyordu. Merdivenlerden çıkınca gördüğüm feci manzara karşısında dilim tutuldu. Osman'ın karısı ve kızı çırılçıplaktılar. Bütün vücutları kan içinde idi. Genç kızın mavi gözleri açık kalmıştı..."
İzmir'i işgâl eden Yunan kuvvetleri aynı bahanelerle bir kaç gün sonra Manisa'yı da işgâl altına aldılar. Yunan askerinin şehre girmesinden sonra taarruz ve tecavüzlerine birlikte devam ettiler! Önce bir sıkıyönetim ilân ettiler. Kadınların üstü başı yoklanmak bahanesiyle veya evlerine girerek tecavüzlerde bulundular. Birçok Müslümanın fesleri başından alınarak yırtılıyordu. Her gün birçok bahane ile Müslüman Türkleri durdurarak Divân-ı Harb'e gönderip işkence yaptılar... Bunlardan tüccar Musa Kazım Efendi şunları anlatmaktadır:
"Yerli Rumlar'dan bazıları insanları alı koyup işkencelerle öldürdüler. Cenazelerin muayenesinden, birisinin 55 yaşında ki Uncu Mehmet Bey olup,  burnunun ve kulaklarının kesildiği, gözünün süngü ile oyulduğu, karnının derisinin koyun gibi yüzüldüğü ve bu işkencelerinin canlı olduğu sırada yapıldığı anlaşılmıştır."

Manisa'da devam eden zulümler ve katliamlar hakkında İzmir Müdafaa-yı Hukuk-u Osmaniye Cemiyeti'ne verilen bilgiler:
"Manisa'da oduncu İbrahim evinden alınarak götürülmüş, eski Mevlevihane civarında kesilmiş olarak bulunmuştur. Çarşı Camii imamı Muhiddin Efendi, 'Yunanlar aleyhine dua etmek' ithamıyla dövülmüştür. "Bu meyanda evlerine taarruz edilen, malları yağmalanan kimseler pek çoktur. Manisa'daki mezalim, büyük yangınla tamamlanmıştır. Karacabey savcısı Ali Kemal Bey de şu hadiselere şahit olmuştur:
"...Gördüğüm manzara korkunçtu. Duvar diplerinde, avluda, merdiven üzerinde kadınların ırzlarına geçiliyor, dayak atılıyor ve bıçaklar saplanıyordu... Ayaklarının altında o anda doğurduğu bebek bulunan bir kadın, hâlâ dayak yemekteydi!"
Haçlıların girdiği her diyarda yerli halk zulüm ve işkencelerle yok edildi. Dünyada en çok soykırıma uğrayan millet, Türklerdir fakat biz milyonlarca insanı hudutlarımız içine aldık, ne erkeklere, ne kadınlara, hiç bir zaman böyle zulüm yapmadık. O yüzdendir ki, bugün Sırbistan'da Sırplar, Romanya'da Romenler, Yunanistan'da Yunanlar ve Endülüs'te İspanyol ve Portekizliler yaşıyor.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İSTİSMARI VE PEDOFİLİ-Aykız Gülşen SAKA

           Çocuk istismarı, çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan sosyal ve medikal bir problemdir. Tanım olarak; çocu...