3 Şubat 2017 Cuma

-YEDİ GÖĞE EŞ TÜRK KIZI- Hilal YAKŞİ


Toplumun özü olan aile… Ailenin temelini atan, onu sevgi ve şefkatle yoğurup yeşerten ise kadın. Onlar ana, eş, kardeş, evlat… Kısacası hepimizin hayatında vazgeçilmez bir mihenk taşı.
Kendisinde can bulduğumuz kadınlarımız Türk milletinin tarihi incelenirken atlanmaması gereken bir konudur. Kadına verilen değer bir uygarlık ölçütüdür ve tarihte hiçbir toplum kadını Türkler kadar erkekle eşit saymamış, ona Türklerin tanıdığı kadar hak tanımamıştır. 12. yy. tarihçilerinden İbn Cübeyr, Türk ülkelerinde kadına gösterilen saygıyı başka hiçbir yerde görmediğini söyler.
Ata yurdumuz Orta Asya’da kadın her zaman erkeğin tamamlayıcı unsuru ve dengi olmuştur. Han ile hatun yer ile göğün evlatlarıdır ve birbirinden ayrılamazlar. Kadının yeri yedinci kat göktür, bu yüzden Türkler için kadın kutsaldır. Kadının yüceliği Altay dağlarının en yüksek tepesine “Kadınbaşı” ismi verilerek yaşatılmıştır. Türkler kadınları, kızları için can verir ve savaşırken kadın yeri gelmiş doğurmuş, yeri gelmiş ülke yönetmiş, yeri gelmiş pusatlarını kuşanarak cenk etmiştir.
O, Oğuz Kağan’a evlat vererek Türk soyunun devamını sağlayan nurlu bir ışık…
Bozkurt Destanı’nda Türk neslini devam ettirecek çocuğu koruyup büyüten dişi kurt…
Ergenekon Destanı’nda Türk toplumuna yol gösterici, lider Aşina…
Pers kralını dize getirip kan dolu bir fıçıya atan Saka kraliçesi Tomris Katun…
Büyük Selçuklu Devleti’nin parçalanmasını önlemede kocası Tuğrul Bey’in yardımına koşan Altun Can Hatun…
Deli Dumrul canının yerine can bulma çabasına girdiğinde ona hiç çekinmeden canını vereceğini söyleyen asil Türk kadını…
Bu asilliğe sahip bir başka kadın tasviri de amazonlardır. Türk mitolojisini incelediğimizde at binen, savaşçı kadın tasviri ortaya çıkacaktır. Dede Korkut’a göre bu savaşçı amazonların Türklerdeki karşılığı Alp Kızlarıdır. Oğuz ülkesini yöneten yedi kız, Kırgızların atası kabul edilen kırk kız bu Alp Kızlardır.
Anadolu’nun Türkleşmesinde esas olan 4 teşkilattan biri de Bacıyan-ı Rum (Anadolu Kadınları Birliği) teşkilatıdır. Hacı Bektaş-ı Veli’ye yakınlığıyla bilinen tasavvuf ehli olan Fatma Bacı’nın önderliğinde kurulan bu teşkilat; İslamlaştırma çalışmalarına aktif olarak katılması, askerî birliklerde kilit roller üstlenmesiyle Osmanlı İmparatorluğu’nun kurulmasında önemli bir yere sahiptir.
Türk kadınının fedakârlığının yadsınamaz bir gerçeklik olduğunun başka bir göstergesi de Kurtuluş Savaşı’dır. Şerife Bacı, Gördesli Makbule Hanım, Erzurumlu Kara Fatma, Kılavuz Hatice ve belgelerde adına rastlanmayan daha nice eli öpülesi…
Ne yazık ki günümüz toplumunda kadına hak ettiği değer verilmemektedir. Şiddet gören kadınlar, çocuk gelinler, maddî-manevî emeği sömürülenler ve can, mal, namus güvenliği giderek azalan kadınların olduğu bir toplum çözülmeye başlayacaktır. “Bu gidişat nereye?” diyerek her bireyde bir farkındalık oluşmalı ve her bir Türk kızı sahip olduğu statünün gereklerini yerine getirmeye çalışmalıdır. Hüseyin Nihal Atsız’ın da dediği gibi “Yalnız süs peşinde koşan bir kız, analık ve yurt duygularından uzaklaşmış müstakbel bir kokettir. Bu vatanın iyi dans eden, şu kadar elbisesi olan, güzel boyanan, hatta kusursuz pasta yapan kızlara değil; ‘bu vatana şerefli oğullar ve faziletli kızlar yetiştirmek en büyük borcumdur’ diyen kızlara ihtiyacı vardır”.

“Oğlunla ordu olasın, kızınla yurt kurasın!” Türkmen duası ve Türk kadınının eskisi gibi saygın bir konuma gelmesi umuduyla…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

TÜRKİYE'DE ÇOCUK İSTİSMARI VE PEDOFİLİ-Aykız Gülşen SAKA

           Çocuk istismarı, çocuklarda ciddi morbidite ve mortaliteye neden olan sosyal ve medikal bir problemdir. Tanım olarak; çocu...